Lev Nikolayeviç Tolstoy

9 Eylül 1828’de Moskova’nın güneyinde bulunan Tula’daki Yasnaya Polyana malikanesinde doğdu. Soylu ve toprak zengini bir aileye mensuptu. Küçük yaşta annesini ve babasını kaybedince kardeşleriyle birlikte yakınları tarafından büyütüldü. Kazan Üniversitesi’nde Doğu dilleri ve hukuk öğrenimi gördü.

On sekiz yaşındayken tuttuğu günlüklerle edebiyata olan ilgisi başladı. Yirmi dört yaşında orduya katıldı. Askerlik görevini yerine getirdiği Kırım ve Kafkasya’da halkların fakirliği ve sefaletinden etkilenerek ordudan ayrıldı. Varlığın ve yaşamın manasını anlama çabasıyla bir manastırda inzivaya çekildi. Asalet unvanlarından, lüksten ve şatafatlı yaşantıdan bilhassa uzak durmaya çalıştı. Halkın fakirliği ve çaresizliği, Tolstoy’u servetini paylaşmaya ve aristokrat yaşantıyı reddederek halkın geneli gibi bir hayat sürmeye yöneltti. Devamlı ruhsal gelgitler yaşayan Tolstoy, o dönemde gördüklerini ve toplumun güncel meselelerini eserlerine gerçekçi bir dille aktararak hem edebiyat hem de sanat alanında ölümsüz bir iz bıraktı. Huzuru aramak için evinden ayrıldı ve on gün sonra bir tren istasyonunda soğuktan zatürre geçirerek 1910 yılında hayata veda etti.