Virginia Woolf

25 Ocak 1882’de Londra’da editör, eleştirmen ve biyografi yazarı bir babanın ve sanatsever bir annenin kızı olarak dünyaya geldi. Victoria Çağı’nda kadınların okula gönderilmemesinden ötürü erkek kardeşleri gibi okuyamadı ve eğitimini evde, babasının kütüphanesinden kitaplar okuyarak tamamlamak zorunda kaldı. On üç yaşındayken annesinin ani ölümü onu derinden etkiledi. Ardından babasının da ölümüyle kendisine kalan miras sayesinde rahat bir hayat sürebildiği için yeni arayışlara yöneldi. Edebi çevrelerde sivri diliyle ön plana çıkmaya başladı ve dergilere eleştiri yazıları yazarak adından söz ettirdi. Art arda yaşadığı ölümler ve ayrılıklar yüzünden depresyonda olduğu dönemde ilk romanı yayımlandı ve eleştirmenlerden büyük övgü topladı. Bir yayınevi kurarak onun en büyük destekçisi olan Leonard Woolf ile evlendikten sonra ‘bilinç akışı’ tekniğini adım adım geliştirdiği romanları yayımlandı. Kendine Ait Bir Oda ve Dalgalar gibi kurmaca kalıplarını aşan eserleri, onun ne denli önemli bir yazar olduğunun kanıtıydı. İkinci Dünya Savaşı’nın kapıya dayanması ve yayınevi bürosunun hava saldırısında yerle bir olması, travmalarının yeniden su yüzüne çıkmasına sebep oldu. Delilikle dahilik arasında gidip gelen Woolf, son yazdığı romanın taslaklarından memnun kalmadığı ve kendisini oldukça yetersiz hissettiği için, ardında veda mektubu bırakıp ceplerini taşlarla doldurdu ve kendini Ouse Nehri’nin kollarına bırakarak 28 Mart 1941’de yaşamına son verdi.